Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de üretim ve ticaret boyutuyla su ürünleri sektörü her geçen gün gelişmektedir. Dünyaki su ürünleri üretimine benzer şekilde; Türkiye’nin su ürünleri yetiştiricilik üretimi artmaya devam etmekte ve toplam üretim içerisinde yetiştiriciliğin payı yükselmektedir. Yetiştiricilik üretiminin gelecekte de artmaya devam edeceği ve toplam üretim içerisindeki payının yükseleceği beklenmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürülüğü’nün 2019-2023 Su Ürünleri Politika Belgesin de belirtildiği gibi “Türkiye’de su ürünleri üretimi 2018 yılında 628.631 ton olarak gerçekleşmiş, üretimin %35,3’ünü deniz balıkları, %9,9’unu diğer deniz ürünleri, %4,8’ini iç su ürünleri ve %50’sini yetiştiricilik ürünleri oluşturmuştur. Su ürünleri yetiştiriciliği üretimi ve işleme teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak su ürünleri ihracatı artmaya devam edecektir.”
Bu öngörüyle bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığımızın “Cumhurbaşkanlığı İcraat Programı”nın öne çıkan bölümlerinde de belirtildiği üzere, Deniz ve baraj göllerinde açılacak yeni “Su Ürünleri Yetiştiricilik Üretim Alanları” ile yıllık 276 bin ton olan su ürünleri yetiştiricilik kapasitesinin yaklaşık % 8 artırılması 2019 – 2023 dönemine ilişkin Stratejik Plan çalışmaları tamamlanmış ve 2023 yılı için 600 bin tonluk üretim ile 2 milyar dolar balık ihracatı hedeflenmektedir.
Ülkemiz genelindeki sucul kaynaklarda su ürünleri yetiştiriciliğinin artırılması noktasında Tarım ve Orman Bakanlığımızın himayelerinde Avrupa’da ilk olarak Adalı Mahallesi’nde “Adana Karataş Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’” kurulması çalışmaları tamamlanmıştır. Buna ek olarak; bölgemiz özelinde, açık denizde (Karataş açıklarında) toplam 50 bin ton kapasiteli su ürünleri üretim alanlarının açılması devreye alınmış ve ülkemizin seçkin su ürünleri yetiştiricilik firmaları bu bölgede üretim yapabilmek için gerekli resmi başvuruları tamamlanmak üzeredir. Mevcut üretim devreye alındığında, 50 bin tonluk deniz balığı üretiminin ülke ekonomisine yaklaşık 2.5 milyar TL bir getiri sağlayacaktır. Söz konusu üretim için toplamda ortalama 100 bin tonluk balık yemine ihtiyaç duyulacaktır. Buda bölgede yem fabrikalarının açılmasına yol açacaktır. Diğer taraftan bu sektör ile birlikte, bölgemizde ciddi bir iş istihdam artışı olacağı kesindir. Örneğin; su ürünleri üretimi sadece balık olmayıp, balık yemlerine ham madde tedariki (ayçiçeği, mısır, buğday, soya, kanola vb. tarımsal üretim), balık yemi, buz, strafor kasa, soğuk hava depoları, aşı ve aşılama faaliyetleri, işleme fabrikaları, nakliye/lojistik firmaları, reklam ve ambalaj firmaları gibi yan sanayiler içinde önemli iş imkânı sağlayacağını düşünmekteyim. Diğer taraftan, söz konusu deniz üretiminde 2500’e yakın personelin çalışması ön görülebilir. Dolayısıyla, bölgemiz açısında bütünsel şekilde değerlendirdiğimizde, yeni açılan su ürünleri alanları ile birlikte, yaklaşık 5 milyar TL’lik bir gelirin sağlanması söz konusu olacaktır. Bu üretime ek olarak İhtisas Organize Su Ürünleri Bölgesi’nin de devreye girmesiyle yukarıda sayılan yan sanayiler ile birlikte toplamda 7.5 milyar TL’lik bir katma değer elde edilebileceğini belirtmek isterim. Türkiye’de ki temel sorun bilindiği üzere, üretim ve istihdamın nasıl arttırılacağıdır. Dolayısıyla, bölgemizdeki su ürünleri üretiminin gerçekleşmesi ile birlikte iş istihdamı ve üretimin artırılması noktasında, 2 yıl içerisinde önemli gelişmelerin olması bizleri sevindirmektedir. Bu katma değer ile hem istihdama, hem ihracata hem de cari açığın kapanmasına doğrudan katkıda bulunulması sağlanmış olacaktır.
Çukurova Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi bu kapsamda her türlü altyapı olanakları ve dinamik akademik kadrosuyla bu gelişmelere katkı sağlamaya hazır durumdadır. Bölgemiz artık bir su ürünleri merkezi olmaya doğru ciddi adımlar ile yol almaktadır. Ama tüm bunların üstünde belirtmek isterim ki Ülkemizdeki su ürünleri tüketim alışkanlıklarının değiştirilerek, protein ve sağlıklı yağlara sahip balığa soframızda daha fazla yer açmamız konusunu gündemde tutmamız gerekmektedir. Ayrıca, kişi başına düşen balık tüketimini artırarak Avrupa ortalamasına yaklaşmamız en önemli hedeflerimizden birisi olmalıdır. Bunun için, ucuz balık bunun için kalite standartlarından vazgeçmeden üretim, üretim ve yine üretim!